Kanaviçe İpi Kaç Numara?
Kayseri’nin sokaklarında yürürken, bir sabah, birdenbire geçmişin gürültüsüz hatıralarıyla yüzleşmek zorunda kaldım. Hangi birini hatırlayacağımı, hangi anıların beni daha çok saracağını bilmeden yürürken, zihnimde bir soru belirdi: Kanaviçe ipi kaç numara? Evet, belki garip gelebilir, ama bazen aklınıza takılan bir şey, geçmişin en derin köşelerine ışık tutar. İşte o soru da tam olarak böyle bir şeydi. Kendi duygularımın, yıllar içinde çözülmeyen düğümleriyle bağlantılıydı.
Geriye Dönüp Bakarken
Kayseri’de yaşıyorum, 25 yaşımdayım. Günlük tutmayı çok severim; hem kendimle hem de dünyayla olan ilişkimi anlamama yardımcı olur. Yazmak, insanın duygularını en rahat şekilde dışarıya vurabileceği bir yol. Geçenlerde, eski bir kutunun içinde eski kanaviçe iplerini buldum. Renkleri solmuş, eski ama hala bir şekilde canlılık taşıyan ipler. Ama bir tanesi var ki, o beni başka bir zaman dilimine, annemin bana öğrettiği günlere götürdü. O günleri hatırladım, ne kadar basit ama bir o kadar da değerli olan anları.
Annem, çocukken bana çok fazla kanaviçe işleme öğrettirirdi. O zamanlar bana her şey zor gelirdi. Bir numaralı kanaviçe ipi, en sevdiğimiz ipti. O ipi ne zaman alsak, o kadar büyük bir mutluluk yaşardık ki, sanki dünyada başka hiçbir şeyin önemi yoktu. Tüm o küçük iğneler, minik ilmekler ve sabırla yapılan işler, zamanla birleştiğinde mükemmel bir tablo oluşturuyordu. Ama bazen, sorular aklımı kurcalardı: Kanaviçe ipi kaç numara olmalı ki, her şey mükemmel olsun?
O İlk Gün
Bir sabah, annemin elinden düşmeyen kanaviçe iplikleri ve onu sıkıca tutarak bana bir şeyler anlatmaya çalıştığı anı hatırlıyorum. Annemin her kelimesi, her hareketi bende derin izler bırakmıştı. Her bir ip, sanki hayatımın bir parçası haline gelmişti.
İlk kanaviçe işleme denememi yaparken, yanlış ipi seçmiştim. O kadar heyecanlıydım ki, hata yapacağımı hiç düşünmemiştim. Ama işte, ne oldu? İp kalın olduğu için her şeyin şekli kaymıştı. Bütün işlerim bozulmuştu. Ne kadar sinirli olduğumu hatırlıyorum, ama annem bana bir şeyler anlatırken, o kadar sabırlıydı ki, o günün sonunda gözlerimde bir damla yaş olsa da, bir o kadar da huzur bulmuştum.
“Kanaviçe ipi kaç numara olmalı?” sorusu o kadar anlamlıydı ki. Annem, o zaman bana şunu demişti: “Hayat da öyledir, her şeyin zamanı vardır, doğru ipi doğru zamanda seçmek gerekir. Acele etmeyin.” O gün anladım ki, hayatın her küçük parçası gibi, doğru seçimleri yapmak da sabır istiyordu.
Hayal Kırıklığı ve Umut
Yıllar geçtikçe, o eski kanaviçe iplerine bakarken içimi hüzün ve mutluluk sarar oldu. Zaman, ne kadar geçerse geçsin, kanaviçe işleme yapmak, bir tür terapiye dönüşmüştü. Her yanlış seçimde hayal kırıklığına uğramış ama sonunda doğru ipi bulmanın verdiği huzuru daha derinden hissetmiştim.
O günlerdeki gibi, bazen hayatta da bir şeyler ters giderdi. Planladığımız her şeyin bozulduğu anlar olurdu. Ama o zaman da annemin sözlerini hatırlardım: “Her şeyin zamanı var, doğru ipi doğru zamanda seçmek gerek.” Ne kadar doğru… Zamanla, hata yapmanın da bir öğretisi olduğunu fark ettim. O kadar çok denedim ki, doğru ipi seçmek için, sonunda hayatın ipini örmeye başladım. Her ip, her ilmek bana biraz daha güç verdi.
O gün, kanaviçe iplerini bulduğumda, içinde kaybolduğum duyguları hatırladım. Bir zamanlar basit olan her şey, şimdi bana çok değerli geliyordu. Yani, belki de kanaviçe ipinin kaç numara olduğunun bir önemi yoktu. Belki de, önemli olan her zaman doğru zamanlamayı bulabilmekti.
Şimdi ve Gelecek
Bugün, eski kutudaki ipleri ellerimle karıştırırken, bir an gözlerim uzaklara dalıp geçmişe doğru bir yolculuğa çıktım. O eski hatıralar, o iplerin renkleri ve annemin bana öğrettikleri, hep orada, yaşamımda bana rehberlik etmeye devam ediyor. Kanaviçe ipi kaç numara diye düşündüm bir an, ama cevabı öğrendim: Doğru ipi bulmak için zamanın sabırla içinde kaybolmak gerekir.
Zamanın, sabrın ve doğru seçimlerin birleşimiyle, ne olursa olsun, tüm hatalar ve hayal kırıklıkları en sonunda yerini umutla doldurur. Çünkü ben, 25 yaşında, duygularını yazıya döken bir insan olarak öğrendim ki, her şeyin zamanında olması gerek. O yüzden, “kanaviçe ipi kaç numara?” sorusunun cevabı, bazen sadece bizim içsel yolculuğumuzda ortaya çıkar.