İçeriğe geç

Gözü açık uyumak ne demek ?

Gözü Açık Uyumak Ne Demek? Güç, İktidar ve Farkındalığın Siyaseti

Bir siyaset bilimci olarak, toplumsal düzenin derinliklerinde işleyen görünmez dinamikleri anlamaya çalışırken sıkça karşılaştığım bir kavram vardır: gözü açık uyumak. Bu ifade, ilk bakışta bir çelişki gibi görünür; çünkü uyumak pasifliği, göz açıklığı ise farkındalığı çağrıştırır. Oysa modern siyasal yaşam tam da bu paradoksun içinde şekillenir. İnsanlar çoğu zaman uyanık olduklarını sanırken aslında derin bir uyku hâlindedirler — sadece gözleri açıktır.

İktidarın İnceliği: Gözü Açık Uyumanın Politik Anatomisi

Foucault’nun dediği gibi, iktidar yalnızca baskı değil, aynı zamanda “görünmez bir disiplin”dir. Gözü açık uyumak, tam da bu disiplinin içselleştirildiği bir durumdur. Birey, olan bitenin farkında olduğunu zanneder ama aslında sistemin ona sunduğu çerçeveden dışarı bakamaz. Devletin ideolojik aygıtları — eğitim, medya, hukuk, din — bireyi uyanık tutar ama asla gerçekten bilinçli hale getirmez. İnsanlar gözü açık uyurken, iktidar da bu farkındalık yoksunluğunun yarattığı sessizlikte hüküm sürer.

Peki, bu durumda sormak gerekmez mi: Uyanıklık kimin çıkarınadır?

Gerçekten uyanık olmak, çoğu zaman düzenin konfor alanından çıkmak anlamına gelir. Bu yüzden siyaset, bir anlamda gözü açık uyuyanları yönetme sanatıdır.

Vatandaşlık Bilinci: Uykuda Uyanıklığın Bedeli

Modern demokrasilerde “katılımcı yurttaş” idealine sıkça vurgu yapılır. Ancak gerçek katılım, çoğu zaman simgesel düzeyde kalır. Gözü açık uyumak, vatandaşın farkında olduğunu sanarak edilgenleşmesidir.

İnsanlar seçimlerde oy verir, protestolarda görünür olurlar, ama gündelik yaşamlarında iktidar ilişkilerini yeniden üretirler.

Kısacası, siyaset yalnızca parlamentoda değil, yatakta, iş yerinde, sosyal medyada da sürer. Ve çoğu birey bu düzenin içinde “uyurken uyanık” kalır.

Burada kritik soru şudur: Gerçek vatandaşlık, farkındalıkla mı başlar, yoksa sorgulamayla mı?

Belki de her ikisiyle… Ama farkındalık sorgulamayla beslenmiyorsa, gözü açık uyumak kaçınılmazdır.

Erkek Stratejisi ve Kadın Farkındalığı: Güç ve Katılım Arasında

Siyasal analizde cinsiyet perspektifini göz ardı etmek, toplumsal farkındalığın yarısını kaybetmektir.

Erkekler tarih boyunca güç odaklı bir siyaset diliyle hareket ettiler: strateji, hâkimiyet, kontrol. Bu bakış açısı, uyanık kalmayı güç kazanmanın bir aracı haline getirdi.

Kadınlar ise daha çok demokratik katılım ve toplumsal etkileşim merkezli bir siyaset anlayışı geliştirdiler. Onlar için gözü açık uyumak, duygusal zekâyı, sezgiyi ve dayanışmayı diri tutmak demektir.

Bu fark, siyasetin doğasında yeni bir denge arayışını doğurur.

Bir taraf “uyanıklığı” stratejik hesap olarak görürken, diğeri bunu empatiyle birleştirir.

Belki de siyasal bilinç, bu iki yaklaşımın kesiştiği yerde doğar: uyanıklık + duyarlılık = farkındalık.

İdeolojinin Uykusu: Gerçeği Görmenin Zorluğu

Her toplum kendi ideolojik uykusuna sahiptir. İdeoloji, bireylere dünyayı anlamlı gösterirken aynı anda onu sorgulamalarını da engeller. Gözü açık uyumak, işte bu ikili yapının ürünüdür. İnsanlar haberdar olduklarını düşünürler, ama aslında yalnızca kendilerine sunulan bilgiyle yetinirler.

İktidarın en etkili biçimi, zor kullanmadan hükmetmektir.

Bir bireyin gözü açık uyuması, rızanın en zarif biçimidir. Çünkü uyanık olduğunu sanan bir kitle, asla devrim istemez.

Şimdi sormak gerekir: Gerçekten uyanık olan kimdir?

Haber izleyip tepkisiz kalan mı, yoksa sessizce ama eleştirel düşünebilen mi?

Toplumsal Hafıza ve Siyasetin Uykusu

Toplumlar bazen travmalarla şekillenir, bazen de unutarak.

Unutmak, bir tür “siyasal uyku”dur. Ama gözü açık uyuyan toplum, geçmişini unutmaz; sadece onunla yüzleşmez. Bu da iktidar için ideal zemindir: bireyler geçmişin farkındadır ama onunla hesaplaşmaya cesaret edemezler. Kurumlar ise bu uykuyu sürdürür: medya manipülasyonuyla, eğitim politikalarıyla, ekonomik vaatlerle…

Yani gözü açık uyumak, sadece bireysel bir zihin hali değil; sistematik bir toplumsal pratiktir.

Sonuç: Siyasetin En Sessiz Hâli — Gözü Açık Uyku

Gözü açık uyumak, çağımızın en yaygın siyasal tutumudur.

İnsanlar bilgiye erişir ama gerçeği aramaz; konuşur ama dinlemez; tepkilidir ama eylemsizdir. Bu durum, iktidarın sürekliliğini sağlar.

Oysa gerçek siyasal bilinç, gözleri açık uyurken değil, uykudan tamamen uyanınca başlar. Uyanmak, konforu terk etmektir; sorgulamak, yalnız kalmayı göze almaktır.

Ve belki de asıl provokatif soru şudur: Biz gerçekten uyanık mıyız, yoksa sadece gözlerimiz mi açık?

Okuyuculara davetim şudur:

Bu yazının ardından bir kez daha düşünün — uyandığınızı mı sanıyorsunuz, yoksa uykunuzu mı savunuyorsunuz?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
https://hiltonbet-giris.com/prop money